Keblinger

Keblinger

Biri bir şey demiş:

Artık eş zamanlı olarak buradayım:

http://jesusyavuz.tumblr.com


(jesusyavuz)


Bucaspor 0 - 1 Galatasaray || Üç Puan !

| 21.9.10
Bu gittiğimiz yol, yol değil derken sonunda ardarda gelen üç galibiyetle bildiğimiz yollara çıkıverdik. Üç haftadır aynı şeyden ötürü avunuyoruz ama bu maç için sevinilecek en güzel şey herşeye rağmen alınan üç puan... Lakin ne oynadığı belli olmayan bir Bucaspor ile; patates tarlasından da beter güzel İzmir'imizin berbat sahasında, takımın en fitilleyici isimleri olan Arda ve Sabri'den yoksun olarak çıktığımız maçta alınan üç puana sevinmeyip de n'apalım ?

Uzun yıllardan sonra ilk defa bir lig maçı için İzmir'e gelen Galatasaray; beni ve benim gibi birçok İzmirli Galatasaray taraftarını inanılmaz heycanlandırdı. Keza yakın zamanda da gerek kupa gerekse hazırlık maçları için İzmir'e gelinmişti ama bu maçlarda gerek heyecan gerek de kadro olarak tatmin olamıyorduk. Fakat bu defa sahada Baros, Kewell, Mısımovic, Pino ve son samuray Neill vardı. Güzel bir bekleyişti maç gününe kadar olan... Maç günü ise yaklaşık bir buçuk saat evvelden ihtiyar koca stadımıza ayak basmıştık ve sıramızı beklemeye koyulduk. Tabi maçtan üç dakika öncesine kadar beklemiş olsak da ilk düdüğü kaçırmamak sevindirici bir nokta oldu adımıza. Sonrasında ise yaklaşık 35 bin renktaşımızla birlikte maçı izlemeye koyulduk. Lakin maç boyunca da sadece izledik...!



Maç başlar başlamaz iki şey kendini hemen belli etti. İlki zeminin bebatlığı. Daha ilk saniyede çamurlu kütleler havalarda uçuşmaya başlamıştı. İkinci şey ise Ultraslan İzmir'in organizasyonsuzluğuydu. Aslında açık tribünde fena sayılmayacak bir koreografiyle başlamıştı maç ama sonrası 35 bin taraftar için utanç vericiydi bence. Lakin açık tribünde 2-3 bin kişilik bir kitleyle konuşlanmış olan Ultraslan statta organize edilmeyi bekleyen o kadar taraftarı bağırtamadı, coşturamadı. Hoş, sahada uğruna coşulacak bir futbol yoktu ama yine de Galatasaray vardı... Her şey bir yana bizim bulunduğumuz ve de full olan kale arkası tribünde bir tane amigo olmaması başlı başına hataydı. Yer yer avuç kadar Bucalı taraftar bizden daha çok bağırdı dersem yanılmış olmam. Oysa biz bir tezahuratı en fazla 10 sn sürdürebildik. Berbattı yahu maç tam anlamıyla. Burada tüm suçu Ultraslan'a atmıyorum keza stada gelen seyirci profili de etkiliydi bunda ama yine de üstüne düşeni yapmadı Ultraslan. Diyorum ya koskoca kale arkası onlara baktı tüm maç boyunca ama ilgilenen, yönlendiren bir oluşum göremedi orada.

Maç için söylenecek şeylere gelirsek yoğunlukta olan olumsuz eleştiriler ama bunları yazmak konusunda kararsız kalıyorum aslında. Tamam sahada kopuk ve organize olamayan bir Galatasaray vardı ama bunun sebebi üstüste üç pas yapmaya imkan vermeyen zemin ile ne oynadığı belli olmayan Bucaspor olamaz mıydı? Zira bunlar küçük bahaneler değil, hatrı sayılır bahaneler... Zemin konusunda yıllardır aynı sıkıntı var ve tek umudumuz yeni yapılacak Örnekköy Stadyumu. O gelene kadar İzmir'de bu stat sorunu sürmeye devam edecek gibi görünüyor... Bucaspor'a gelince de önceklikle sempatiyle baktığım, Süperlig'e gidiş serüveninde birçok maçına gittiğim bir takımdı sarı mavililer. Keza altyapısıyla ve süregelen sistemiyle de Türkiye'de gururu oldular İzmir'in.. Ama ligde geride kalan haftalar gösterdi ki şuan için ligin en kötü top oynayan birkaç takımından biri onlar. Sezon başında yeni bir devrim yaratma ve gelecek 5 yıl içinde şampiyonluğa oynayacak bir takım yaratma iddiasıyla takımın başına gelen Bulent Uygun yaptığı onlarca transferin kaynaşmasını ve sistemine alışmasını kısa bir süre içinde sağlayamazsa 5 yıllık serüven Bank Asya'dan devam edebilir... Lakin hepimiz biliyoruz ki ilk yarıda toparlanamayan takımlar ikinci yarı ayakta kalmakta en büyük sıkıntıyı çekenler oluyor. Ama tabi etkili ayakları ve Süperlig'i iyi tanıyan bir hocaları var her şeye rağmen ve şimdiden Bank Asya adayı gibi göstermek istemiyorum. Ama ne defansta ne de ofansa yeteri kadar organize olamıyorlar. Hücum organizasyonları ilerdeki hızlı siyahi oyuncuların ayağına bakıyor. Defansta ise tecrübeli elemanlar var ama önlerinde rakibi durdurucu, hızını kesici bir oluşum yok. Hal böyle olunca da sahada ofans mı defans mı oynadığı belli olmayan bir takım görünümündeler. Ama henüz geç değil ve toparlanmalarını umuyorum. Zira İzmir'in bu sevinci daimi olsun artık!

Bu arada untumadan söyleyeyim sağ bekte Serkan'ı uzun zamandan sonra ilk defa bu kadar beğendim. Kaybolup gidecek diye düşünmeye başlamışken yeniden umutlandım onun adına da. Ayrıca maç boyunca küfür yiyen Ayhan'ın güzel bir golle galibiyeti getirmesi de tribünde inanılmaz keyifli muhabbetlere sebebiyet verdi, eğlenceliydi gerçekten... :)

Galatasaray adına is söylenecek herşeyi ilk paragraf özetliyor aslında. Üstüne söylenecek ne var bilmiyorum. Alınan üç puan ve takımın gösterdiği mücadele sevindirici noktalardı. Sakatlıklara ve pasa dayalı oynayan bir takım için berbat olan bir zeminde maç kazanmak, şampiyonluk yolunda en büyük umut kaynağım benim. Çünkü hepimiz biliyoruz ki bu takım form tutacak, iyi futbol ve bol gollerin olduğu maçlar hafızalarımızda yerini edinecek. Biraz daha beklemek lazım konuşmak için...


0 yorum:

Yorum Gönder

Yorum yapmak için üye olmak gerekmiyor. Vallahi.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 

Copyright © 2010 AcademyLion